top of page

Başkaları İçin Alan Tutmak Ne Anlama Gelir ve Bunu İyi Yapmanın 8 Püf Noktası

Y​azan: Heather Plett, 11 Mart 2015

İngilizce aslından Türkçe’ye çeviren: Berna Efeoğlu Ulus, Ağustos 2015

Annem ölmek üzereyken, kardeşlerim ve ben son günlerinde onunla olmak için bir araya gelmiştik. Hiçbirimiz, hayatının bir sonraki aşamasına geçiş sürecinde olan birini nasıl destekleyebileceğimiz konusunda bir şey bilmiyorduk fakat onu evde tutmak istediğimizden fazlasıyla emindik ve öyle de yaptık.

Annemizi desteklerken, biz de dönüşümlü olarak, yetenekli bir bakım hemşiresi olan Ann tarafından destekleniyorduk. Ann annemin bakımı ve gelecek günlerde ne bekleyebileceğimiz hakkında bizimle konuşmak için birkaç günde bir bize uğruyordu. Bize, annem rahatsızlandığında ona nasıl morfin enjekte edeceğimizi öğretti, zor işleri yapmayı teklif etti (anneme banyo yaptırmak gibi), ve bize annem ruhunu teslim ettikten sonra bedeniyle ilgili ne yapacağımız hakkında sadece ihtiyacımız olduğu kadar bilgi verdi.

“Acele etmeyin,” dedi. “Siz hazır hissedene kadar cenaze işlerini aramak zorunda değilsiniz. Annenize son kez veda etmek isteyecek insanları toplayın. İhtiyaç duyduğunuz kadar annenizle oturun. Ve hazır hissettiğinizde arayın, gelip onu alsınlar.”

Annemin son günlerinde, Ann bize inanılmaz bir hediye vermişti. Acı verici bir hafta olsa da, bir telefon uzaklığında biri tarafından bizim için ‘alan tutulduğunu’ biliyorduk.

O zamandan sonra geçen 2 yılda, Ann’ı ve hayatlarımızda oynadığı çok önemli rolü pek sık düşündüm. O “hasta bakım hemşiresi” ünvanına sığabileceğinden çok daha fazlasıydı. O bir kolaylaştırıcı, koç ve rehberdi. Şefkatli ve yargısız destek ve rehberlik sunarak, hayatlarımızın en zor günlerinden geçmemize yardımcı oldu.

Ann’ın yaptığı iş, çalıştığım bazı çemberlerde yaygın olarak kullanılmaya başlayan bir terimle ifade edilebilir: O bizim için alan tutuyordu.

Başkaları için alan tutmak ne anlama gelir? Her nasıl bir yolculuktalarsa, onları yargılamadan, yetersiz hissettirmeden, düzeltmeye çalışmadan, sonucu etkilemeye çalışmadan yanlarında yürümeye gönüllü olmaktır, alan tutmak. Başkaları için alan tuttuğumuzda, kalbimizi açarız, koşulsuz destek sunarız, yargı ve kontrolü bir kenara bırakırız.

Bazen kendimizi başkalarına alan tutan kişiler için alan tutarken buluruz. Örneğin bizim durumumuzda, biz annemiz için alan tutarken Ann bizim için alan tutuyordu. Onun kendi destek sistemi hakkında hiçbir şey bilmesem de, bu anlamlı ve zorlu işi yaparken başkalarının da ona alan tuttuğuna inanıyorum. En güçlü liderlerin, koçların, hemşirelerin vs. bile yargılanma korkusu olmadan, yanlarında zayıf ve incinebilir olabilecekleri birilerinin olduğunu bilmeye ihtiyaçları vardır.

Bir öğretmen, kolaylaştırıcı, koç, anne, eş ve arkadaş vb. olarak, Ann’ın benim ve kardeşlerim için örnek olduğu şekilde, ben de başkalarına alan tutmak için elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyorum. Bu her zaman kolay değil, çünkü başkalarını düzeltmek, onlara tavsiye vermek ya da hayat yollarında olabileceklerinden daha ileride olamadıkları için onları yargılamak istemek gibi insana dair bir eğilimim var fakat denemeye devam ediyorum çünkü biliyorum ki bu önemli. Öte yandan, kendi hayatımda da, benim için alan tutacağına inandığım insanlar var.

Birilerini kendi gelişimlerinde, dönüşümlerinde, yaslarında vs. gerçekten desteklemeyi, onları kendi güçlerinden mahrum bırakarak (örn. onların problemlerini çözmeye çalışarak), onları utandırarak (örn. bildiklerinden daha fazlasını bilmeleri gerektiğini ima ederek), ya da onları fazlasıyla zorlayarak (örn. onlara duymaya hazır olduklarından daha fazla bilgi vererek) yapamayız. Kendi seçimlerini yapabilmeleri için kenara çekilmeye hazır olmalı, onlara koşulsuz sevgi ve destek sunmalı, ihtiyaç duyduklarında şefkat dolu bir rehberlik vermeli ve hata yaptıklarında bile onları güvende hissettirmeliyiz.

Alan tutmak, kolaylaştırıcılara, koçlara ya da hasta bakım hemşirelerine özgü bir şey değildir. Hepimizin birbirimiz için yapabileceğimiz bir şey, eşlerimiz, çocuklarımız, arkadaşlarımız, komşularımız ve hatta işe giderken otobüste sohbet ettiğimiz yabancılar için...

Benim Ann’dan ve benim için alan tutan kişilerden öğrendiğim dersler şunlar oldu:

  • İnsanların kendi sezgilerine ve bilgeliklerine güvenmelerine izin verin.

Annemi son günlerinde desteklerken, henüz sırtımızı dayayabileceğimiz bir deneyimimiz yoktu, fakat içgüdüsel olarak neye ihtiyaç olduğunu biliyorduk. Titreyen vücudunu banyoya nasıl taşıyacağımızı, nasıl oturacağımızı ve ona nasıl ilahiler söyleyeceğimizi ve onu nasıl seveceğimizi biliyorduk. Acısını azaltmaya yardımcı olacak ilacı verme vaktinin ne zaman geldiğini bile biliyorduk. Şefkatli bir şekilde, Ann, bir şeyleri, bazı keyfi sağlık hizmetleri protokollerine göre yapmak zorunda olmadığımızı belirtmişti, sadece içgüdülerimize ve annemi sevdiğimiz yıllar boyunca biriktirdiğimiz bilgeliğe güvenmeye ihtiyacımız vardı.

  • ​İnsanlara kaldırabilecekleri kadar bilgi verin.

Ann bize bazı basit yönergeler verm​işti ve bize birkaç broşür bırakmıştı fakat bizi bu hassas yas sürecimizde kaldırabileceğimizden fazla bilgiye boğmamıştı. Çok fazla bilgi bizi yetersiz ve değersiz hissettirebilirdi.

  • İnsanları kendi güçlerinden mahrum bırakmayın.

Biz karar aldığımızda- başkalarının ellerindeki gücü aldığımızda, onları işe yaramaz ve yetersiz hissetmeye bırakırız. Onlara müdahale etmemiz ve zor kararlar almamız gereken zamanlar olabilir ( örn. Bir bağımlılığın üstesinden gelirlerken, müdahale onları kurtarmak için yapılacak tek şey gibi görülebilir), fakat neredeyse tüm diğer durumlarda, kişiler kendi seçimlerini yapabilmeye ihtiyaç duyarlar (hatta çocuklarımız bile). Ann annem adına kararlar alınırken güçlü hissetmeye ihtiyaç duyduğumuzu biliyordu, ve bize bu konuda destek verdi fakat hiçbir zaman bizi yönetmeyi ya da kontrol etmeyi denemedi.

  • Egonuzu dışarıda bırakın.

Bu çok önemli. Hepimiz bu tuzağa düşeriz, başkalarının başarısının bizim müdahalemize bağlı olduğuna inanmaya başladığımızda, ya da hatalarının b​ize yansıyacağını düşündüğümüzde, ya da bize içlerini döktükleri duyguların onlarla değil de bizle ilgili olduğuna ikna olduğumuz anda ego tuzağına düşeriz. Bu, öğretmenlik yaparken kendimi zaman zaman içinde bulduğum bir tuzak. Öğrencilerimin başarısındansa (Öğrenciler beni seviyor mu? Notları benim öğretme yeteneğimden/yeteneksizliğimden dolayı mı böyle? Vs.) kendi başarımla daha ilgili olabilirim. Çünkü bu kimseye hizmet etmiyor, bana bile. Onların gelişimlerini gerçekten desteklemek için, kendi egomu dışarıda bırakmaya, büyüme ve öğrenme fırsatına sahip olabilecekleri bir alan yaratmaya ihtiyacım var.

  • Onları hata yapabilecek kadar güvende hissettirin.

İnsanlar öğrenirken, büyürken, bir yas ya da dönüşüm sürecinden geçerken, yol boyunca bazı hatalar yapmaları kaçınılmaz olabilir. Alan tutucular olarak biz, yargı ve utanma olmadan, onlara risk alacak cesareti bulabilmeleri için kendi içlerine ulaşma fırsatını ve hata yaptıklarında dahi devam edebilme esnekliğini sunabilirsek, hata yapmanın yolculuğun bir parçası olduğunu ve dünyanın sonu olmadığını belirtirsek, kendilerini dövmekten çok hatalarından ders çıkarmaya vakit ayıracaklardır.

  • Rehberlik edin,tevazu ve özenle yardım edin.

Bilge bir alan tutucu ne zaman şefkatle rehberlik sunması (örn. Bir kişi bunu talep ediyorsa ya da ne isteyeceğini bilemeyecek kadar kaybolmuşsa) ve ne zaman rehberliği bırakması (örn. Bir kişiyi gülünç ve yetersiz hissettirdiğinde) gerektiğini bilir. ​Ann bizim gücümüzü elimizden almasa da, gelip anneme banyo yaptırmayı ve bakımının fazla zorlayıcı kısımlarını yapmayı teklif ediyordu. Bu konuda deneyimimiz olmadığından ve annemizi bizden utanacağı bir duruma sokmak istemediğimizden (mesela çocuklarının onu çıplak görmesi), bu bizler için bir rahatlamaydı. Bu başkaları için alan tutarken hepimizin yapması gereken dikkatli bir dans. İnsanların en kırılgan ve yetersiz hissettiği alanları fark etmek ve onları utandırmadan, doğru şekilde bir yardım sunmak deneyimleme ve tevazu gerektirir.

  • Karmaşık duygular, korku, travma vs. için bir ‘konteyner’ yaratın.

İnsanlar, alıştıklarından daha derin bir şekilde kendileri için alan tutulduğunu hissettiklerinde, normalde saklı kalabilecek karmaşık duygularının yüzeye çıkmasına izin verebilecek kadar güvende hissederler. Alan tutmayı yeterince deneyimleyen bir kişi bunun olabileceğini bilir ve şefkatli, destekleyici ve yargısız bir şekilde alan tutmaya hazır olur. *The Circle Way ‘de buna insanlar için ‘kasnağı tutmak’ deriz. Çember kişilerin, kalıcı olarak kırgın bir halde kalacakları ya da odadaki diğer insanlardan utanacakları korkusu olmadan kendilerini bırakabilecek kadar güvende hissettikleri bir alan olur. Orada biri her zaman dayanıklılık ve cesaret sunar. Bu kolay bir iş değil ve benim için​ gitgide daha zorlayıcı konuşmalara ev sahipliği ettikçe öğrenmeye devam ettiğim bir iş. Aşırı derecede duygusal olursak, henüz kendi gölgemize bakamamışsak, ya da alan tuttuğumuz insanlara güvenmiyorsak bunu yapamayız. Ann şefkatle, merhametle ve inançla bizim yanımızda yer alıyordu. Eğer, zor durumların üstesinden gelebileceği güvenini bize vermeden ya da ölümden korkar bir şekilde bizim aramızda olsaydı, ona güvenmemiz mümkün olmayabilirdi.

  • Onların sizden farklı kararlar almalarına ve farklı deneyimler yaşamalarına izin verin.

Alan tutmak herkesin farklılıklarına saygı duymakla ilgilidir ve bu farklılıkların onları bizim yapmayacağımız seçimleri yapm​aya yöneltebileceğini bilmektir. Bazen, örneğin, bizim kendi deneyimlediğimiz açıdan anlayamayacağımız kültürel standartlara dayanacak kararlar verirler. Biz alan tutarken, kontrolü bırakır farklılıkları onurlandırırız. Bu, örneğin, annemizin ruhunun ayrılmasının ardından bedeniyle ne yapılacağı kararını vermemiz konusunda Ann’ın bize destek olma şeklinde görülüyordu. Bedeniyle vedalaşmadan önce düzenlenmesine ihtiyaç duyduğumuz bazı ritüeller olsaydı, annemizin evinin mahremiyetinde bunu yapma özgürlüğümüz vardı.

Alan tutmak, bir gecede uzmanlaşabileceğimiz ya da benim burada verdiğim püf noktalarına başvurularak layıkiyle yapılabilecek bir şey değildir. Bu biz deneyimledikçe gelişen, her bir kişiye ve duruma özgü karmaşık bir uygulamadır.

Benim niyetim, başkaları için alan tutmanın ne anlama geldiği konusunda hayat boyu öğrenmeye devam etmek.

Benimkinden farklı deneyiminiz varsa ve bu gönderiye bir şey eklemek isterseniz lütfen yorum ekleyin ya da bana mesaj gönderin. heather@heatherplett.com

Orijinal yazı: What it means to “hold space” for people, plus eight tips on how to do it well

Çevirmenin notu: Heather Plett'ın alan tutmayı bence pek güzel anlattığı "What it means to “hold space” for people, plus eight tips on how to do it well" yazısını Türkçe'ye çevirdim. Dilim döndüğünce/yettiğince, 'amatör' olarak ve sevgiyle yaptığım bu naçizane çeviri için düzeltme ya da yorumda bulunmak isterseniz bana ulaşabilirsiniz.

Sevgiyle,

Etiketler:

Son Paylaşımlar
Arşiv
Etiketlere Göre Ara
Beni Takip Etmek İsterseniz...
bottom of page