U.Lab: Learning From the Emerging Future
Who is myself?
What is my highest future possibility?
What is my work?
What is the future that I want to be a part of in my journey forward?
Geçtiğimiz yıl Mart ayında dahil olduğum bu pek kıymetli çalışmadan söz etmek istiyorum.
MIT bünyesinde bulunan U.Lab, kurucusu olan Otto Sharmer'ın tanımıyla, geçmişin döngülerine (pattern) tepki göstermek yerine, ortaya çıkmakta olan gelecek olasılıklarını nasıl algılayıp gerçekleştirebileceğimizi öğrenmek üzerine tasarlanmış 6 haftalık bir yolculuk.
Temelde U.Lab, bizleri aşağıdaki soruların cevaplarına bakacağımız, yeni araçlar öğrenip onları uygulamaya geçeceğimiz bir sürece davet ediyor:
Ben kimim? En yüksek gelecek olasılığım nedir?
Benim işim ne? Nasıl bir geleceğin parçası olmak istiyorum?
U.Lab'in tasarladığı bu öğrenme alanı, öğrenme sürecini sınıftan alıp dünyaya taşıyor, ve zihinden kalbe, kalpten ele; yaratıma... Bu global öğrenme platformu kişisel, pratik, ilişkisel, dönüştürücü ve kolektif bir platform. Tamamen deneyimleyerek öğrenme esasına dayalı bir program. Yapılan çalışmalar içinde derin dinleme, derin diyalog ve anda farkındalık (mindfulness) uygulamaları da bulunuyor.
U.Lab katılımcılarını, bu süreç içerisinde birlikte öğrenebilecekleri, deneyimlerini paylaşabilecekleri alanlar yaratmaya davet ediyor, bu birliktelikler Hub ve Coaching Circle oluşturmak şeklinde deneyimlenebiliyor. Burada özellikle Coaching Circle'dan söz etmek istiyorum. Coaching Circle, yüz yüze ya da internet üzerinden her hafta 75 dakikalık buluşmalar gerçekleştiren 5 kişilik bir grup anlamına geliyor. Bu buluşmalarda, kurs süresince anlatılan liderlik becerileri uygulanıyor, halihazırda yaşanan zorluklarla baş etmek ve yeni bakış açıları geliştirmek konusunda herkesin birbirine alan tuttuğu, destek olduğu bir paylaşım gerçekleşiyor. Bu süreçte, aynı ülkeden, aynı şehirden katılımcılar bir araya gelebildiği gibi, dünyanın başka yerlerinden katılımcılarla sanal ortamda buluşmak ve paylaşmak da mümkün. Ben kendi sürecimde ikisini de yapmıştım, ve ikisinin tadının da ayrı olduğunu; ikisinden de çok şey öğrendiğimi söylemeliyim...
İki haftada bir düzenlenen canlı oturumlarda (Live Sessions), konuyla ilgili anında sorular yöneltmek ve paylaşımlarda bulunmak mümkün oluyor.
Benim dahil olmaktan keyif aldığım ve bende izler bırakan bir programdı U.Lab. Çok çok iyi organize edilmiş, teknolojiyi çok iyi kullanmış, yaklaşımıyla fark yaratan, bilgiyi paylaşmayı esas alan ve bunu yaparken kalp-zihin-beden bütünselliğine her daim önem veren, barışçıl bir dil ve diyaloğu destekleyen bir yaklaşımı var U.Lab'in.
U.Lab'te en çok etkilendiğim şeylerden biri, pek çok kadim öğretide bulunan ve pek çok açıdan kesinlikle spiritüel sayılabilecek yaklaşım ve pratikleri, hiç bu bağlama girmeden, herkesi kapsayacak şekilde paylaşabiliyor olması; içeriğindeki derinliği sağlam temellere oturtarak ve en basit şekilde yansıtarak.
Bende kalan en güçlü deneyim acaba neydi diye baktığımda ise, süreç içerisinde bir kez uygulamasını yaptığımız, sonrasında benim hayat içerisinde zorlandığım zamanlarda hep hatırladığım bir çalışma öne çıkıyor: Belirmekte olan gelecekteki en yüksek potansiyelimle iletişim kurmak... O benden bugünkü ben'e bakmak, onunla bağlantıda olmak ve o bağlantıyı bilerek, hissederek devam etmek; ona doğru, onunla birlikte...
U.Lab'in yeni programı 8 Eylül'de başlıyor. Bu programa internet üzerinden ücretsiz olarak katılmak mümkün. Program İngilizce. Program içindeki video'larda İngilizce altyazı desteği bulunuyor.
İlgilenenler için sevgiyle paylaşıyorum,
Berna